Samanyolu ve Andromeda Galaksileri’nin çarpışma olasılığı üzerine yapılan yeni gözlemler, evrenin dinamik yapısını anlamamıza yardımcı oluyor. Bu makalede, galaksilerin etkileşimi ve gelecekteki etkileri hakkında ilginç bilgiler keşfedin.
Astronomlar uzun bir süre süresince Samanyolu galaksisinin komşusu olan Andromeda galaksisi ile ortalama 5 milyar yıl içinde birleşeceğini düşünmekteydi. Sadece son meydana getirilen bir simülasyon, bu çarpışmanın gerçekleşme ihtimalinin bir yazı-tura kadar belirsiz bulunduğunu ortaya koyuyor; en azından önümüzdeki 10 milyar yıl içinde. Andromeda galaksisi (yada Messier 31), Dünya’dan ortalama 2,5 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan en yakın büyük galaksi konumunda yer almıştır.
Andromeda’nın hareketini ve ışık spektrumunu inceleyen astronomlar, bu galaksinin Samanyolu ile çarpışma yolunda bulunduğunu ilk kez 1912 senesinde öne sürdüler. Andromeda, saniyede 110 kilometre hızla Samanyolu’na doğru yaklaşmakta. Meydana getirilen daha sonraki emekler, bu iki galaksinin birleşerek tek bir eliptik galaksi haline geleceği ve bu yeni galaksinin “Milkomeda” olarak adlandırılacağını öne sürdü.
Sadece Helsinki Üniversitesi’nden gökbilimci Till Sawala liderliğindeki yeni bir emek verme, bu çarpışmanın kati bir netice olmadığını vurguluyor. Geçmişte, bu tür birleşmelerin 6 milyar ila 10 milyar yıl ilkin oldukça yaygın vakalar olduğu biliniyor. Sawala ve ekibi, Gaia ve Hubble uzay teleskoplarından elde edilmiş güncel gözlemleri kullanarak Mahalli Grup’un (Samanyolu ve Andromeda’nın yanı sıra öteki birkaç galaksinin yer almış olduğu grup) evrimini simüle ettiler.
Bu simülasyonlar, bilhassa çevredeki daha ufak galaksilerin yerçekimsel etkilerini tam olarak hesaba aldığında, iki galaksinin çarpışma olasılığını 10 milyar senelik bir süreçte yüzde 50’ye kadar düşürdü. Simülasyonlarda Triangulum galaksisi (M33) benzer biçimde öteki büyük galaksiler dikkate alındığında, birleşme olasılığı artarken; Büyük Macellan Bulutu’nun yörüngesi dahil edildiğinde, çarpışma olasılığı tekrardan azalmaktadır. Eğer çarpışma gerçekleşmezse, galaksilerin birbirlerinden uzak mesafelerden geçecekleri öngörülüyor.
Bu durumda bile, galaksilerin dış bölgelerinin uzaya savrulma ihtimali mevcuttur. Çalışmaya gore, çarpışmanın gerçekleşme olasılığı hala yüzde 50 olarak değerlendiriliyor ve bu, göz ardı edilemeyecek bir ihtimaldir. Eğer bu çarpışma gerçekleşirse, Güneş Sistemi’miz yeni birleşen galaksinin dış kollarından birine fırlatılabilir.
Çarpışma, büyük seviyede boşluklarla dolu olan galaksiler içinde nispeten azca kaos yaratacak olsa da, bu durumun yeni yıldız oluşumlarını tetikleyeceği belirtiliyor. Sadece insanlık açısından bu birleşmenin pek bir önemi olmayacak. Zira o zamana kadar Dünya üstünde mevcud insanlık, çoktan yok olmuş durumda olacak. Güneş, ortalama beş milyar yıl sonrasında ana yakıtının tükenmesi sebebiyle kırmızı dev haline gelecek ve mevcut halinden fazlaca daha büyük bir boyuta ulaşacak. Öyleki ki, Güneş’in kırmızı dev halinin Dünya’yı yutacağı öngörülmekte.