Türk Hava Kuvvetleri, yeni uçak alımları için beklemede. Savunma gücünü artırmak ve modernizasyon sürecini hızlandırmak adına atılacak adımlar, havacılık ve güvenlik stratejilerini şekillendiriyor.
Türk Hava Kuvvetleri, mevcut kabiliyetlerini çoğaltmak amacıyla yeni tayyare alımlarını dört gözle bekliyor. Türkiye, şu anda ABD’den F-16 Block 70 harp uçakları ve modernizasyon kitleri almayı planlıyor. Bunun yanı sıra, Avrupa’dan Eurofighter Typhoon harp uçaklarının da edinilmesi düşünülüyor. Bu mevzuyla ilgili olarak Reuters’a hususi açıklamalarda bulunan Ulusal Müdafa Bakanı Yaşar Güler, Türkiye’nin taleplerindeki güncel durumu değerlendirdi.
F-16 Block 70 İçin Süreç İyi İlerliyor
Bakan Güler, F-16 Block 70 harp uçakları ve modernizasyon kitlerinin tedariki mevzusunda ABD ile meydana getirilen anlaşmadan kıvanç duyduğunu ve sürecin planlandığı benzer biçimde ilerlediğini belirtti. Güler, “Son jet teslim edilene kadar projenin sorunsuz bir halde tamamlanacağını umut ediyoruz.” şeklinde konuştu. Ek olarak, iki ülkenin yetkililerinin anlaşmanın detaylarını münakaşaya devam ettiğini açıkladı. Türkiye, tavan maliyeti 23 milyar dolar olan 40 tane F-16 Block 70 harp uçağı, 79 tane Block 70 modernizasyon kiti ve çeşitli cephane alımı için talepte bulunmuştu ve bu talep ABD tarafınca onaylanmıştı. Sadece bu rakamların üst sınır olduğu ve Türkiye’nin bu miktarlardan daha azca bir alım gerçekleştirebileceği de belirtiliyor; dolayısıyla, maliyetlerin de düşme ihtimali mevcut. Görüşmelerin bu çerçevede ilerlediği düşünülüyor.
Eurofighter Typhoon ve F-35 Hakkında Güncellemeler
Bakan Güler, Türkiye’nin F-35 harp uçakları programıyla ilgili olarak Ankara ve Washington arasındaki duruşun değişmediğini ve görüşmelerin devam ettiğini altını çizdi. Bununla beraber, Ankara’nın İngiltere, İspanya ve Almanya’dan Eurofighter Typhoon jetleri satın almak istediğini, sadece şu an itibarıyla somut bir gelişme olmadığını belirtti. Eurofighter Typhoon alımının onaylanabilmesi için tüm paydaşların onayının gerektiği de ifade edildi. İngiltere, İtalya ve İspanya, bu mevzuda pozitif sinyaller verirken, Almanya’nın negatif bir duruş sergilediği biliniyor.