Venüs’te keşfedilen fosfin ve amonyak, gezegenin atmosferindeki gizemli kimyasal süreçleri aydınlatıyor. Bu içerikte, bu kimyasalların kökenleri ve Venüs’ün sırları hakkında derinlemesine bilgiler bulabilirsiniz.
Güneş Sistemi’nin en garip gezegenlerinden önde gelen Venüs, Güneş’e uzaklık bakımından ikinci sırada içeriyor ve ısı açısından ise birinci sırada. Bu gezegenin atmosferinde bulunan fosfin ve amonyak bileşiklerine neyin sebep olduğu sorusu giderek derinleşiyor. Fosfin ve şimdi de amonyağın gizemli kökeni, bu kimyasalların Venüs’te biyolojik bir deposu olabileceği fikrini gündeme getiriyor.
Venüs, Güneş Sistemi’nin en sıkıntılı ve yırtıcı gezegenlerinden biri olarak biliniyor. Dünya ile büyüklük açısından benzerlik gösterdiğinden, çoğu zaman “kardeş gezegen” yada “Dünya’nın ikizi” olarak anılıyor. Sadece Venüs’ün averaj yüzey sıcaklığı 471 aşama ile kurşunu bile eritecek kadar yüksek. Ek olarak, Venüs’teki atmosfer basıncı, Dünya yüzeyindeki basıncın ortalama 90 katı olarak ölçülüyor. Bu koşullar, yaşam için son aşama negatif bir ortam oluşturuyor.
Fosfin Keşfi: Şaşırtıcı ve Gizemli
Sadece gezegenin bulutlarında tespit edilen fosfin ve amonyak, eğer orada yaşam var ise, bunun Venüs yüzeyinin yükseklerinde bulunabileceği anlamına geliyor. James Clerk Maxwell Teleskobu (JCMT) ve Green Bank Teleskobu tarafınca toplanan milimetre altı radyo dalga boyu verileri kullanılarak tespit edilen bu bileşiklerin kökeni hâlâ bir muamma. Bilim adamları, Venüs’ün oksijenli atmosferinde fosfin yada amonyağın iyi mi oluştuğunu hemen hemen anlayabilmiş değil.
Daha önceki gözlemlerde fosfin izine rastlanmamış ya da yalnızca fazlaca yapıt oranda tespit edilmişti. Sadece yeni meydana getirilen ve oldukça kapsamlı olan bu gözlemlerde fosfinin varlığı net bir halde belirlendi. İlginç bir durum, fosfinin Venüs’te gün doğarken yoğun bir halde gözlemlenmesi. Fakat gün doğumundan sonrasında fosfinin Güneş radyasyonu sebebiyle hızla yok olduğu belirtiliyor. Bu durum, fosfinin Venüs’te gece atmosferde birikmesi ve gündüz yok olması olgusunu ortaya koyuyor. Önceki gözlemlerde fosfini niçin tespit etmekte zorlanıldığı da böylece açıklığa kavuşuyor. Sadece, fosfinin kısa sürede -yani gece- iyi mi tekrardan üretildiği ve bu üretimin deposu hâlâ belirsizliğini koruyor.
Amonyak: Bir Öteki Gizemli Bileşik
Gözlemler neticesinde tespit edilen amonyağın kökeni de fosfinle benzer şekilde belirsiz. Sadece, bu bileşiklerin varlığı, yaşamın orada kolayca gelişebileceği anlamına gelmiyor. Bilinmiş olduğu suretiyle, Venüs’ün atmosferi saf sülfürik asit bulutlarıyla kaplı. Evet, bulutlardaki ısı ılıman görünse de asitlik büyük bir problem teşkil ediyor. Eğer hakkaten Venüs’ün atmosferinde bulunuyorsa, mikrobik yaşam oradaki aşırı koşullarda hayatta kalmanın bir yolunu bulabilir. Zira amonyak, sülfür dioksit ile karıştırıldığında asitliği bir kısmını nötrleştiriyor.
Fosfin ve amonyağın kökenleri gizemini korurken, Avrupa Uzay Ajansı’nın JUICE uzay aracı 2025 senesinde Venüs’ün yanından geçecek. Bilim adamları, JUICE’in mahalli aletleriyle gözlem yapmasını ve daha detaylı bilgiler elde etmeyi umuyorlar.